15 Ekim 2009,?09:39 -?Anasayfa | Yazarlar Haberi yazdır
Siyasi partiler demokrasinin vaz geçilmez unsurlarıdır, diyoruz. Demokrasilerde, karşıt görüşler, düşünceler olacaktır, diyoruz. Toplumsal yaşamda herkesin hakkına, düşüncesine saygının esas olduğunu, tüm karşıtlıkların asgari müşterekte buluşabileceğini savunuyoruz. Ama sıra bu dediklerimizin, savunduklarımızın uygulamasına gelince hepimiz yan çiziyor, yek değerimizin görüş ve düşüncelerine yaşam hakkı tanımama tahammülsüzlüğüne, kavgasına giriyoruz. Siyaset ve siyasetçiler, kamu görevlilerinin üzerinde, dozu sürekli artan bir baskı uygulamayı, kendilerinde en doğal bir hak olarak görüyor. Atama ve yetki dağılımında, bir makama, göreve getirilecek kişinin, bilgi, beceri ve yeteneğinden önce, O?nun siyasi görüşleri değerlendirmeye tabi tutuluyor. Her iktidar, her bakan değişiminde kadrolar hallaç pamuğu gibi atılıyor, kıyımlar, sürgünler akıl almaz boyutlara ulaşıyor. Tek partili iktidarlarda, iktidarı elinde tutan partinin ideolojisi, siyasi görüşü kamu yöneticilerince rehber olarak algılanırken, koalisyon hükümetlerinde siyaset, bakanlıklara, müsteşarlıklara göre değişiyor. Tabi kadrolar da, bakanın mensup olduğu siyasi partinin düşüncesi doğrultusunda şekilleniyor. Maalesef siyasetçinin bu yaklaşımına, yönetim kademesinde görev alan çoğu kamu görevlilerinin de çanak tuttuğu görülüyor. Bulunduklara yere, makama bilgi ve becerileriyle gelmeyen, gelemeyen ve ?paraşüt harekatıyla? bir koltuk kapanlar, siyasilerin direktifiyle hareket etmekten hiç bir sakınca görmüyor, rahatsızlık duymuyor. Uygulamalar bazen öylesine zıvanadan çıkıyorki örneğin okulda; eğitim-öğretim, hastanelerde; sağlık hizmeti, emniyette; güvenlik hizmetleri aksıyor, içinden çıkılmaz bir hal alıyor, zararını geniş yığınlar görüyor. Görevini yapmayan savsaklayan, gayrımeşru iş ve ilişkilerin içine giren, makam ve yetkisini; özel, çevresel ve siyasal yakınlık nedeniyle bazılarına peşkeş çeken görevliler, yöneticiler hakkında soruşturma açılmasına, yetkilerinin ellerinden alınmasına, gereğinde görev ve yer değişikliğine tabi tutulmasına kimsenin bir diyeceği olmaz, olamaz. Oysa uygulamaya baktığınızda bunun tam tersi görülüyor. İktidarın adamı, yandaşı diye yolsuzluklar örtbas ediliyor, görevini savsaklayanlar ödüllendiriliyor, kurum ve kuruluşların saygınlığı ortadan kalkarken, kamu vicdanı yara alıyor. Bu gerçeği, bu gelişmeleri maalesef geçmişte olduğu gibi, bugün de ilçemizde de görüyoruz. DSP, MHP ve ANAP. Bunlar, koalisyonu oluşturan partiler ve bu partilerin ilçe yönetimlerinde, en azından kendilerinden olan bakanlıkların taşra teşkilatlarında bir hakimiyet kurma çabası, telaşı var. Bu anlayışla yetkiler el değiştiriyor, yönetim kademeleri siyasi baskı altında tutulmaya çalışılıyor. Asıl görevi ve amacı topluma, ?ereflikoçhisar?a hizmet olması gereken siyasetin ve siyasetçinin çapsızlığı, kayırma-kollama ile birleşince kısır çekişme devam edip, gidiyor ve bırakın karşıt görüşte olanları, aynı görüşün ayrı grupları arasında dahi, birbirlerini yeme-yoketme senaryoları yazılıyor, sahneye konuluyor. Sonuçların alındığı yönünde gelişmeler görülüyor. Bazı kurum ve kuruluşlarda, asli görev ve hizmetlerin aksatılması pahasına, siyasi görüşler, yine her şeyin önüne geçiyor, çark siyasetçiye göre dönüyor. Kendilerini demokrasinin vaz geçilmez unsuru olarak gören partiler, partililer demokrasinin içinde karşıt görüşlerin de olacağını ne zaman kabul edip, kamu görevlileri üzerindeki baskı ve hegomanya kurma fikrinden ne zaman vazgeçecekler? Yakası siyasilerin elinde olan yöneticiler, görevliler, önemli olanın; görevini layıkıyla yapmak, ayrımcılıktan kaçınmak bunu yaparken de kişiliğinden, onurundan taviz vermemek olduğunu ne zaman idrak edecekler? Cevabını aradığımız ve bulmakta zorlandığımız soru bu. Çengel?in arşivinde geziniyordum. 9 Aralık 1999?da yaklaşık 10 yıl önce bu köşede ?Nereye kadar?? başlığıyla yayınlanan bu yazı dikkatimi çekti. Düşündüm; değişen bir şey oldu mu diye. Olmamış. Pardon küçük bir değişiklik olmuş: Eski hamam eski tas, sadece tellaklar değişmiş.
YORUM YAZ


Yazara ait diğer köşe yazıları
YAZARLAR
-
MUSTAFA YÜCEL
Bizi silahlı eşkiyalar soymuyor
-
KONUK YAZAR
14 Mayıs:Dünya Çiftçiler Günü - Prof.Dr. Hasan Baydar / Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Üyesi
SON YORUMLANANLAR
-
Cumhurbaşkanına mektup:
Tuz Gölü kenarına yapılmakta olan ancak yapımı bir takım sor...
-
Anadolu Gençlik Derneğinin açıklaması
2016 yılında İlçemizde 2 milyon 500 bin liralık içki satıldı
-
Spor İlçe Müdürlüğüne Bahri Akyıldız getiriliyor
?ereflikoçhisar Gençlik Hizmetleri ve Spor İlçe Müdürlüğünü ...
-
Kütüphaneyi günlük 100 kişi ziyaret ediyor
İlçemiz Yunus Emre Halk kütüphanesi’ne kitap severler ve der...
-
CHP'ye ziyaret / Muharrem İnce gelecek
Sarp Kuray ve Atilla Sarp CHP İlçe teşkilatını ziyaret etti.
EN ÇOK TIKLANANLAR
-
Mustafa Yücel'in köşe yazısı
Mustafa Yücel'in köşe yazısı
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
- 1
- 2
- 3
- 4
ilancomtr
Emekçioğlu

?.K.YEM

Yıldırım İnşaat
Hazır beton

Tekin İnşaat

Muammer'in Yeri
