12 Haziran 2019,?14:14 -?Anasayfa | Yazarlar Haberi yazdır
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile Belediye Meclisi’nin Ak Parti ve MHP’li üyeleri arasında ilk toplantılardaki tartışmayı hatırlayacaksınız.
Muhalif üyeler belediye iştiraki şirketlerin temsil yetkisinin meclise devredilmesini istiyor, Mansur Yavaş da buna karşı çıkarak şöyle diyordu:
“Ankara halkının bana verdiği yetkiye dayanarak o şirketlerin temsil hakkını size vermeyeceğim. Ben yaptığımın doğru olduğuna inanıyorum.? Ben sizin kadar hukukçuyum. Daha geçen gün TBMM’de verilen önergeyi, o da hiçbir yerde yazmıyordu. Bu önerge kabadır diyerek Meclis Başkanı reddetti. Aynı şekilde ben de hukuki olmayan, anayasaya aykırı bütün önergeleri reddedeceğim. Ankara’nın iyiliğini siz düşünüyorsunuz da bu grup düşünmüyor mu? Yetkime el uzattığınız müddetçe hiçbir önergeyi oylatmayacağım. Elinizden geleni yapabilirsiniz.?
Bu tartışmanın değerlendirildiği “Bankamatikçi Var mı?? başlıklı yazıda düşüncemi şöyle ifade etmiştim:
Muhalif üyeler şirketlerde temsil yetkisinin meclise devredilmesinde neden israrcı oluyor?
Onlarca yıldan bu yana yetkiyi belediye başkanı kullanırken, şimdilerde ne oluyor, ne değişiyor da, yetkinin meclise verilmesi isteniyor?
Nedeni gayet basit:
Geçmişten bu yana belediyenin iştirakçisi olduğu bu şirketler arpalık gibi kullanılıyor.
?irketlerin yönetimine yüksek maaşlarla eş dost ve yarenler getiriliyor, bu şirketler marifetiyle yürütülen hizmetlerin bir bölümü yandaş taşeronlara devredilerek birilerine haksız kazanç sağlanıyor.
Dahası; bu şirketlere ya da onlar adına iş yapan taşeron firmalara, belediyenin ve dolayısıyla belediyeyi elinde tutan partinin insiyatifiyle işçiler alınıyor.
Bu şirketler ve bağlı taşeron firmalar aracılığıyla belediyenin kaynakları ve gelirleri başka kişi ve kuruluşlara kolaylıkla aktarılıyor, bunun hesabı sorulmuyor, sorulamıyor.
Yazıyı İlçemizden şu örnekle noktalamıştım:
Bir örnek vermek gerekirse; ?ereflikoçhisar Belediyesi’nin kurduğu bir şirketin bünyesinde çalışıyor gözüken bazı kişiler, başka yer ve görevlerde istihdam ediliyor.
Hatırlayacaksınız; şu anda hala varmıdır bilmiyorum ama geçmiş dönemlerde AKP İlçemiz başkanlarından bazıları bu şirketlerde çalışıyormuş gibi gösterilip, aylığa bağlanmışlardı. Yani bir bakıma bankamatikci olmuşlardı. Bu tür kişilerin sayısı yüzlerle binlerle ifade ediliyor ve büyükşehir belediye meclisindeki muhaliflarin telaşı ve israrı bu güç ve fırsatların ellerinden gidecek olmasından kaynaklanıyor.
Bu yazının sonrasında Ak Parti bir önceki dönem İlçe Başkanı Sait Başaran şu açıklamayı gönderdi. (Sadece harf hatalarını düzelterek aynen yayınlıyorum):
Selamünaleyküm Mustafa bey, bana bankamatikçi demişin ama ben paramı çalışarak 44 köye hizmet getirip takibini yaparak hiç bir zaman makam aracı kullanmadan devletin bir gram benzinini yakmadan paramı hakkı ile kazandım ve danışmanım devam zorunluluğum olmadan köylerin su deposu kumlaması parkı yolu aski işleri takibini yapıp bizzat büyükşehirden çıkarttığımız önergeleri takip edip bizzat daire başkanları ile görüşüp her ay köyleri gezip hatta elektrike kadar raporlarını hazırlayan bendim bilmiyorsunuz ama hepsini kendi arabam ve cebimden karşıladığım yakıt paramla yaptım hepsinin raporu puantajı mevcuttur hakkım olsun sizin gibilerden.
Benim verdiğim örnekte isim yoktu ama Sait Başaran kendi üzerine almış olmalı ki; cevap verme gereği duyuyor ve özetle şöyle diyor:
- Ben danışman olarak görev yaptım. Devam mecburiyetim yok. Her sorunla ilgilendim ve köyleri kendi aracımla, yakıt parasını da cebimden karşılayarak dolaştım.
Belediyenin iştiraki şirketlerin temsiliyle ilgili sürdürülen tartışmanın kaynağını rant aktarımından ve bankamatikcilerden kaynaklandığını basına yansıyan haberlerden biliyoruz.
Sait Başaran’ın açıklamasını da aktarıyorum ki; değerlendirmeyi siz okurlarımız yapsın.
Ancak bu arada öğreniyoruz ki; konu sadece bankamatikciler değil. İlçemizde parti yönetiminde bulunan bazı kişilerin iş makinalarını, belediye adına ya da belediyeye iş yapan taşeron firmalarda kiralık olarak çalıştırılarak bu kişilere kıyak geçildiğini, avanta sağlanıp, korunup kollandığını duyuyoruz.
??? 13 Haziran 2019
YORUM YAZ

Yazara ait diğer köşe yazıları
YAZARLAR
-
MUSTAFA YÜCEL
Kolayına mı kaçıyoruz?
SON YORUMLANANLAR
-
Meclise sunulan önerge red edildi
Meclise sunulan önerge red edildi...
-
Koçaş'ın cenazesi Karandere mezarlığına defnedildi
Koçaş'ın cenazesi Karandere mezarlığına defnedildi...
-
iLHAN HOCA (İLHAN ARIKAN)
iLHAN HOCA (İLHAN ARIKAN)...
-
Neden Bu Kadar Zor?
Neden Bu Kadar Zor?...
-
Z Kuşağı
Z Kuşağı...
EN ÇOK TIKLANANLAR
-
Emniyetten başarılı bir çalışma daha
Emniyetten başarılı bir çalışma daha...
-
Berkay Ekici Dekan Yardımcısı Oldu
Berkay Ekici Dekan Yardımcısı Oldu...
-
Koçaş'ın cenazesi Karandere mezarlığına defnedildi
Koçaş'ın cenazesi Karandere mezarlığına defnedildi...
-
Vefat Edenler / 6 Ağustos 2020
Vefat Edenler / 6 Ağustos 2020...
-
Tuz Diyarına Veda
Tuz Diyarına Veda...
ilancomtr
Emekçioğlu

?.K.YEM

Tekin İnşaat

Yıldırım İnşaat
Hazır beton

Muammer'in Yeri

1) Yazık ne yazık bir ilçede parti başkanlığı yapmış biri devlet çalışanlarının tabii olduğu kurallardan bihaber.. Danışmanın devam zorunluluğu olmadığı devletin hangi mevzuatında yazıyor acaba?
2) Eğer bir belediye bünyesinde yer alan bir yerde danışman ise o şirket veya bağlı olduğu amirin bunu sahada görevlendirdiğine dair bir resmi evrak varmıdır?